Hoşbeş

bir zeval düşkünü olarak biliniz beni!
beni hanenize bağlayıp asın: yeri geldiğinde çarpılayıp kapımı, dilime nüktedan bir hüzme basın!



3 Şubat 2011 Perşembe

Aklımın içindekiler, hiçbir sınırlama olmaksızın kendiliğinden dökülseler ve kurtulsam dışarı çıkmak için yaptıkları baskı karşısındaki direnişlerimin katlanılamaz acılarından.
Kimseyi sevdiğimi zannetmiyorum, kimse de beni sevmesin insaniyet namına. Ha bir yerlerde bedenimi veya ruhumumu bulursunuz: Varın terk edin beni kendi kimsesizliğime, bilinsin ki, ben öyle çok daha huzurluyum!
Yanımda yöremde, küçük menfaatler için biten "quasimodo" tiplerden usandım, bıktım! Hele bunlar bir de kendilerini tonlarca makyajın ve çekici ambalajın içinde sunmuyorlar mı? çıldırayazıyorum.
İnsanın gerçek hissiyatı gözlerinde saklıdır ve bu asla başkalaştırılamaz. Gerçek hissiyatı insanın, "bir ölüm tarlası" değil ama gerçekleri bize haykıran binlerce mananın ekili olduğu özgün bir alan olan yüzünde gömülüdür. Oradan gözlerine, oradan bizlere kadar ulaşır, çözümleyebilirsek!
Ne gerek var doğallığını bozmaya, neysen osundur, bunun kandırmacası nasıl olabilir? Unutmayın; kandırmaca, sürdürülebilir olduğunca işe yarar. Daha en başında hepinizi biliyorsam zaten! Geçmiş olsun...



NOT:
Resim bir yerlerden alıntıdır. Nereden olduğunu hatırlamıyorum. Taraflardan herhangi birinin itirazı söz konusu olursa kaldırılabilir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder